News
Türkiye Cumhuriyeti hukukuna göre başka bir devletin ordusunda, Türkiye’nin çıkarlarına aykırı biçimde görev alanlar vatandaşlıktan çıkarılabiliyor.
Peki bu hüküm İsrail saflarında savaşan Yahudi asıllı Türk vatandaşları için uygulanabilir mi?
KANUNİ ÇERÇEVE
Türkiye’de vatandaşlık statüsü, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ile düzenleniyor.
Kanunun 29. maddesi, “Türkiye’nin çıkarlarına aykırı biçimde başka bir devlete hizmet eden” veya “Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir ülkenin ordusunda görev alan” kişilerin vatandaşlıktan çıkarılabileceğini hükme bağlıyor.
Bu karar, İçişleri Bakanlığı önerisiyle Cumhurbaşkanı kararı şeklinde alınıyor ve Resmî Gazete’de yayımlandıktan sonra yürürlüğe giriyor.
İSRAİL SAFLARINDA SAVAŞMAK HUKUKEN NE ANLAMA GELİR?
Son dönemde, İsrail ordusunda görev alan Yahudi asıllı Türk vatandaşları hakkındaki iddialar kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Eğer bir Türk vatandaşı, İsrail ordusu veya ona bağlı milis yapılanmalarında resmî ya da fiilî biçimde görev alıyorsa, bu durum “Türkiye’nin çıkarlarına aykırı hizmet” kapsamında değerlendirilebilir.
Ancak bu hükmün uygulanabilmesi için fiilin bağımsız delillerle ispatlanması, yargı sürecinin işletilmesi ve adil yargılanma hakkının korunması gerekiyor.
ULUSLARARASI HUKUKTA KEYFİ VATANDAŞLIKTAN ÇIKARMA YASAĞI
Türkiye, Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında, keyfi vatandaşlıktan çıkarma uygulamalarına karşı yükümlülük taşıyor.
Bu çerçevede, vatandaşlıktan çıkarma işleminin ayrımcılığa dayanmaması ve kişiyi “vatansız” konuma düşürmemesi gerekiyor.
Bu nedenle, Yahudi asıllı Türk vatandaşlarının yalnızca etnik köken veya inanç gerekçesiyle vatandaşlıktan çıkarılması hukuken mümkün değil. Ancak fiilî olarak bir düşman ordusuna hizmet durumu tespit edilirse, kanunun 29. maddesi işletilebiliyor.
HÜDA PAR’IN TEKLİFİ
HÜDA PAR geçtiğimiz aylarda, İsrail ordusuna katılan Türk vatandaşlarının vatandaşlıktan çıkarılması ve mal varlıklarına el konulması yönünde bir kanun teklifi hazırlamıştı.
Teklif, hem Türk iç hukuku hem de uluslararası hukuk bakımından geniş yankı uyandırmıştı.
Hukukçular, teklifin uygulanabilirliğinin “somut deliller ve devlet güvenliği ölçütleriyle” sınırlandırılması gerektiğini vurguluyor.
Türk hukukuna göre, bir vatandaşın İsrail ordusunda Müslümanlara karşı fiilen savaşması, gerekli delillerle ispatlanırsa vatandaşlıktan çıkarma gerekçesi oluşturabilir.
Ancak bu süreçte adalet, hukukun üstünlüğü ve uluslararası yükümlülükler gözetilmek zorunda.
