Polisin sahip olduğu yetkilerin çok altında görev yapan güvenlik görevlilerinden aynı caydırıcılığı göstermeleri beklendiğini belirten Arslan, “Sağlıkçılarımıza saldıranlara kelepçe vurduğumuzda, karakolda ya da mahkemede buluyorduk kendimizi” diyerek görev zorluklarını anlattı.
KANUNLAR SAHİP ÇIKMADI, YÖNETİCİLER GÖRMEZDEN GELDİ
Görevi sırasında birçok defa yaralandığını, ayağının kırıldığını, dişlerinin protezle değiştiğini anlatan Arslan, “Omzumdaki kas yırtığıyla yıllarca çalıştım. Kimse umursamadı” dedi.
Psikolojik rahatsızlığı ortaya çıkınca da kurumunda anlayış görmediğini ifade etti. “Anksiyete kaygı bozukluğu teşhisi konuldu ama durumuma inanmadılar. Valinin devreye girmesine rağmen dönemin Sağlık Müdürü yardımcı olmadı” sözleriyle süreci özetledi.
HASTALIĞIMI SÖYLEMESEYDİN
Rahatsızlığını bildirmesine rağmen azarlandığını belirten Arslan, “Neden durumunu söylemeden çalışmaya devam etmedin dediler. Mecburen beni başka bir birime aldılar ama dört ay sonra işten çıkarıldım” ifadelerini kullandı.
Yolsuzluk yapmadığını, yalnızca görev stresinin etkisiyle sağlığını yitirdiğini vurguladı.
MECLİS KAPISINDA UMUT, BÜROKRASİ DUVARINDA HÜSRAN
Hakkını aramak için TBMM’ye giden Arslan, eski Sağlık Bakanı ve Samsun milletvekilleriyle görüştüğünü fakat sonuç alamadığını dile getirdi. “Bakan, konuyu avukata yönlendirdi. Milletvekili ise ‘O ne yaptı ki ben ne yapayım’ dedi. Ağlayarak döndüm Meclis’ten” sözleriyle yaşadığı hayal kırıklığını anlattı.
MAHKEME HAKLI BULDU, BAKANLIK “EMSAL OLUR” DEDİ
Yargı sürecinde hem yerel mahkemenin hem istinafın kendisini haklı bulduğunu belirten Arslan, “Mahkeme işe iade kararı verdi. Fakat Bakanlık, ‘Emsal olur, sistem bozulur’ diyerek beni geri almadı.
Kanun gerekçesiyle işten çıkardılar ama mahkeme kararı sonrası inisiyatif kullandık diyerek tazminat ödeyip dosyayı kapattılar” dedi.
42 AYDIR DEVLETİMDEN ALACAKLIYIM
Arslan, yaşadığı süreç boyunca üst düzey siyasetçilerle temas kurduğunu, ancak kimsenin somut adım atmadığını belirtti.
“Süleyman Soylu, ‘Sağlık Bakanlığı’na karışamam’ dedi. Hasan Doğan’a ulaşmak üzereydik, o da geri dönmedi. Şimdi hem maddi hem manevi olarak tükendim” dedi.
BAŞKALARI AYNI ACIYI YAŞAMASIN
Yaşadığı haksızlığın sadece kendi meselesi olmadığını vurgulayan Mustafa Taner Arslan, çağrısını şu sözlerle tamamladı:
“Yıllarca hizmet ettikleri devlet kapısından, birilerinin egoları yüzünden kovulan insanlar olmasın. Bu haber yayılsın ki bizim gibi başka aileler dağılmasın. Bizim mücadelemizi yarın sahiplenmeye kalkacak sendikalar değil, bugün susanlar utansın.”
