Dolar 32,9949 -0.11%
Euro 35,8195 -0.26%
Gram Altın 2.528,42 0,83%
Çeyrek Altın 4.216,00 0,21%
Yarım Altın 8.424,00 0,21%
Tam Altın 16.756,28 0,55%
Mustafa Suphi’nin Karısı Maria Suphi’nin 102 yıllık Çığlığı

Mustafa Suphi’nin Karısı Maria Suphi’nin 102 yıllık Çığlığı

ABONE OL
30 Ekim 2025, 11:23:17

Türkiye Komünist Partisi kurucularından Mustafa Suphi ile 14 yoldaşının 1921 yılında Trabzon açıklarında öldürülmesinin ardından, Mustafa Suphi’nin eşi Maria Suphi’nin yaşadıkları tarihin en trajik kadın cinayetlerinden biri olarak kayıtlara geçti.

Rus asıllı enternasyonalist bir devrimci olan Maria, yoldaşlarının gözleri önünde katledilmesine tanık olduktan sonra, iki yıl boyunca sürecek işkence, tecavüz ve esaret hayatına mahkûm edildi.
BİR DEVRİMCİNİN KARANLIĞA GÖMÜLEN HAYATI
Odessalı bir Rus olan Maria Suphi, 1905 ve 1917 devrimlerinde aktif rol üstlenmiş, Bolşevik hareketin içinde yer almıştı. Mustafa Suphi ile Bakü’de tanıştıktan sonra TKP’ye katıldı. 1921 yılı Ocak ayında TKP heyetiyle birlikte Kars üzerinden Türkiye’ye giriş yaptı. Ancak Anadolu’ya “kurtuluş mücadelesine destek” amacıyla gelen bu heyet, Erzurum’dan Trabzon’a kadar halkı kışkırtan çevrelerin hedefi oldu.
Maria, yol boyunca hakaret, şiddet ve tacize uğradı. 28-29 Ocak 1921 gecesi, Yahya Kahya’nın emriyle Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı Karadeniz açıklarında öldürülüp denize atılırken, Maria kıyıya çıkarıldı. O andan itibaren ise hayatı bir kabusa dönüştü.
GANİMET İLAN EDİLEN BİR KADIN
Trabzon’a zorla getirilen Maria Suphi, Çömlekçi Mahallesi’nde bir eve kapatıldı. Kayıkçılar Kethüdası Yahya Kahya, Maria’yı “ganimet” olarak sahiplendi. Ardından Trabzon eşrafından Nemlizade Ragıp’a “sattı”, daha sonra da Rizeli kabadayılara “hediye” etti. 
Maria, iki yıl boyunca çeşitli kişiler tarafından defalarca tecavüze uğradı, dövüldü, zincirlendi. Tanıklar onun varlığını biliyor, ancak sessiz kalıyordu.
“Vali biliyor, tümen komutanı biliyor. Kimse ses çıkarmıyor.”
Bu cümle, Kenan Karabağ’ın Maria Suphi – Bir Direniş Öyküsü romanında yer alan en çarpıcı satırlardan biri.
KADIN CİNAYETLERİNİN İLK SİMGESİ
Mustafa Suphi ve yoldaşlarının öldürülmesi politik bir suikast olarak tarihe geçti. Ancak Maria Suphi cinayeti, devlet gözetiminde işlenen bir kadın cinayeti olarak öne çıktı. Cinayetin failleri belliydi, ancak hiçbir zaman yargılanmadı. Maria, 1923 yılı civarında bir “oturak âlemi” sırasında katledildi.
Araştırmacı Emrah Cilasun, “Bu cinayet, kadın düşmanlığının ve dini istismarın kesiştiği bir örnektir.” derken, akademisyen Emel Akal da “Maria’nın ölümü, dönemin politik hesaplaşmalarının cinsiyetli yüzüdür.” ifadelerini kullanıyor.
UNUTULAN BİR İSMİN İADE-İ İTİBARI ÇAĞRISI
Yıllar sonra Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV) arşivlerinde yer alan belgeler, olayların ayrıntılarını gün yüzüne çıkardı. Buna rağmen Maria Suphi hâlâ tarihin karanlığında unutulmuş bir isim olarak kaldı.
Kadın hakları savunucuları, Maria Suphi cinayetinin yalnızca tarihî bir olay olarak değil, “kadın cinayetlerinin kökeni” olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. Trabzon’da her yıl 29 Ocak’ta düzenlenecek bir anmayla Maria Suphi’nin adının yaşatılması çağrıları yapılıyor.
 

Akasyam Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir