Sumud filosu yolcusu Alparslan Arslan’ın sosyal medya paylaşımları, İsrail makamlarının sorgulama sürecindeki kayıt karışıklığını ve teknik arızayı ortaya koyuyor.
İsrail tarafından alıkonulan Sumud filosu yolcularından Alparslan Arslan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda ülke güvenlik güçlerinin kendisini ve arkadaşlarını Aşdod limanında masalar arasında sorguya çektiğini; parmak izi, yüz taraması ve pasaport karşılaştırmasına rağmen önce kayıt bulamadıklarını, üç kez teknik servis çağırdıklarını ve ancak uzun uğraşlardan sonra kaydı bulabildiklerini anlattı.
Arslan, paylaşımında kendisiyle birlikte üç Mavi Marmara yolcusunun olduğunu ve diğer iki arkadaşın Mavi Marmara’dan bahsetmediği için kayıtların tutarsız kaldığını öne sürdü.
Sumud filosundaki aktivistlerin İsrail donanması tarafından durdurulmasının ardından limana çekilerek sorgulandıkları, sorgulama sürecinde elektronik kayıt ve biyometrik kontrollerde aksaklık yaşandığı iddiası sosyal medyada geniş yankı buldu.
Arslan’ın anlattıkları, İsrail güvenlik sistemlerinin beklenen düzeyde çalışmadığına ilişkin eleştirileri güçlendirdi ve operasyonun planlaması ile uygulamasına dair soruları gündeme taşıdı.
TEKNİK ARIZA MI, ÇÜRÜME Mİ
Arslan’ın paylaşımlarına göre, sorgulama masalarında parmak izi ışığı ve kameradan üç kez yüz tanıma geçirildi; ancak kayıt sisteminde eşleşme bulunmadı. İsrailli görevliler üç kez teknik servis çağırdı; teknik ekip de aynı sonuca ulaşıp kaydı bulamadı.
Uzun çabalar sonunda pasaport karşılaştırması ile kayıt ortaya çıktı. Arslan, bu süreci “üç kere teknik servis çağırdılar; cihazlar kayıt bulamadı” sözleriyle aktardı.
Mavi Marmara Bağlantısı ve Kayıt Karmaşası
Arslan, kendisinin daha önce Mavi Marmara’da bulunduğunu belirtince yeniden ilk masaya alındığını, diğer iki Mavi Marmara yolcusunun ise bu bilgiyi paylaşmadıkları için kayıtların tutarsız kaldığını yazdı. Bu durum, hem önceki uluslararası olaylara ilişkin kayıtların güncelliği hem de bordo-vize/denetim sistemlerinin entegrasyonuna dair soru işaretleri doğuruyor. Sumud aktivistlerinin Türkiye dönüşü ve karşılanmalarıyla ilgili haberler, alıkonma ve sonrasındaki işlemler hakkında ek bağlam sağlıyor.
ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKESİ GİBİ
Arslan, paylaşımını “Adamların kayıt sistemleri üçüncü dünya ülkesi gibi; teknolojileri berbat” sözleriyle sonlandırdı, ancak bu eleştiriyi “bizi rehavete sürüklememeliyiz” uyarısıyla dengeledi ve operasyon koşullarında tedbiri elden bırakmamaları gerektiğini vurguladı.
