7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen saldırılarda yer alan İsrail ordusu mensubu Türk vatandaşlarının soykırım ve insanlığa karşı suçlar kapsamında Türkiye’de yargılanabileceği belirtiliyor.
Hukukçular, söz konusu suçların evrensel yargı yetkisi altında değerlendirildiğini, bu nedenle faillerin nerede bulunurlarsa bulunsunlar yargılanabileceğini vurguladı.
“Soykırım Nerede İşlenirse İşlensin Her Devlet Yargılayabilir”
Kudüs ve Hukuk Platformu Başkanı Av. Mustafa Eminoğlu, İsrail-Türkiye çifte vatandaşlarının Gazze’de işledikleri suçların Türk Ceza Kanunu kapsamında yargılanabileceğini söyledi.
Eminoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Soykırım ve insanlığa karşı suçlar, tüm insanlığa karşı işlendiği için evrensel yargı yetkisi kapsamındadır. Bu nedenle suçun işlendiği yerden ve failin uyruğundan bağımsız olarak her devlet yargılama yetkisine sahiptir.”
Eminoğlu, Gazze’de yaşananların Uluslararası Adalet Divanı’nın kararları ve mevcut bulgularla birlikte soykırım suçu kapsamında değerlendirilebileceğini belirtti. Türk vatandaşlarının Türkiye’ye dönmeleri halinde doğrudan yargılanabileceklerini ifade etti.
“İsrail Ordusundaki Türk Vatandaşları Milli Güvenlik Tehdidi”
Eminoğlu, soykırım suçlarının soruşturulabilmesi için Adalet Bakanlığı talebinin yeterli olduğunu hatırlatarak, geçmişteki örnekleri paylaştı:
“Suriye’de işkence ve insanlığa karşı suç işleyen Enver Raslan, Almanya’da yakalanıp müebbet hapse mahkûm edildi. Bu, evrensel yargı yetkisinin açık bir örneğidir.”
Eminoğlu, İngiltere’nin DEAŞ’a katılan vatandaşlarını vatandaşlıktan çıkardığını hatırlatarak, benzer şekilde Gazze’deki soykırıma katılanların da Türkiye açısından milli güvenlik tehdidi olduğunu vurguladı:
“Bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması ve haklarında yargı süreçlerinin başlatılması gerekir.”
“Soykırım Suçluları Cüretkâr Şekilde Sosyal Medyada Paylaşıyor”
Sivil Diplomasi Merkezi Başkanı İsmail Mansur Özdemir, İsrail ordusunda görev yapan Türk vatandaşlarının bazılarını kimliklerini gizlemeden sosyal medyada ifşa ettiğini belirtti.
“Soykırım suçu işleyen bazı kişiler, pasaportlarını paylaşarak adeta yaptıklarından şeref duyduklarını ifade ediyorlar. Bu kişiler geçtikleri ülkelerde yakalanmalı ve yargılanmalı.”
Özdemir, bu kişilerin Türkiye’ye dönüp toplum içinde yaşamalarının ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu vurguladı:
“Gazze’de soykırım yapan biri, bizimle aynı otobüsü kullanamaz. Bu kişiler sadece Gazzeliler için değil, Türk toplumu için de tehdit.”
“Uluslararası Hukuk Yetersiz, Ulusal Düzeyde Yargı Caydırıcı Olur”
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu (TİHEK) Üyesi Muhammet Ecevit Carti, evrensel yargı yetkisinin İsrail’in işlediği suçların uluslararası mahkemelere taşınmasına imkân tanıdığını söyledi.
Carti, Belçika’nın Ariel Şaron hakkında Sabra ve Şatilla katliamı nedeniyle başlattığı soruşturmayı örnek gösterdi. Ayrıca İsrailli askerlerin bazı ülkelerde tutuklandığını ve bu nedenle İsrail ordusunun askerler için “yakalanırsanız ne yapmalısınız” kılavuzu yayımladığını belirtti.
Carti, İsrail ordusunun yalnızca askeri değil ideolojik eğitim verdiğini, bu nedenle çifte vatandaş askerlerin Türkiye açısından potansiyel güvenlik tehdidi olduğunu ifade etti:
“Bu kişiler yalnızca suça karışmakla kalmıyor, Siyonist ideoloji doğrultusunda Türkiye’ye karşı da tehdit oluşturuyorlar.”
“Türkiye Evrensel Yargı Yetkisini Kullanmalı”
Uzmanlar, uluslararası mekanizmaların etkisiz kaldığı noktada Türkiye’nin ulusal düzeyde yargılama başlatmasının hem caydırıcı olacağını hem de uluslararası hukuka katkı sunacağını ifade etti.
Sonuç olarak, Gazze’deki soykırıma katılan İsrail ordusundaki Türk vatandaşlarının hem vatandaşlıktan çıkarılması hem de Türkiye’de yargılanmaları çağrısı yapıldı.
